Randevu Alın
Bireylerin yaşam kalitesini belirleyen en önemli unsurlardan biri ağız ve diş sağlığıdır. Bunun sonucunda, çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan diş eksiği ya da eksikliklerini gidermeye yönelik tedaviler giderek önem kazanmaktadır. İmplant tedavisi; çeşitli nedenlerle kaybedilen dişlerin yerini doldurmak, aynı zamanda hastanın çiğneme, tat alma, konuşma ve görünüm konusunda yaşadığı sorunları gidermek amacıyla sıklıkla uygulanır.
Ancak hiç dişi olmayan ya da yakın zaman içerisinde tamamen dişsiz kalma ihtimali bulunan hastalarda implant tedavisi çok daha uzun zaman alan ve yüksek maliyetli bir tedaviye dönüşür. All on 4 tedavisi ise hiç diş olmayan hastalarda sinüs lift, kemik eklemesi ya da kemik yetersizliği nedeniyle ileri cerrahi gereksinimini ortadan kaldıran, son derece hızlı ve etkili bir diş hekimliği prosedürü olarak öne çıkar.
All on 4 implant, dişsiz ya da diş kaybı yaşayan bireyler için tasarlanmış bir implant tedavi protokolüdür. Bu yöntemde, yalnızca dört adet implant kullanılarak bir üst ya da alt çene tamamen restore edilebilir. Diğer geleneksel implant tekniklerinden farklı olarak, all on 4 implant, daha az implant kullanarak maksimum stabilite ve dayanıklılık sağlar. Bu, tedavi sürecini kısaltır ve hasta için daha konforlu bir deneyim sunar.
All on 4 implant tekniğinin en önemli özelliklerinden biri; tam dişsiz hastalarda diş protezinin, belirli açılarla yerleştirilen 4 adet dental implant üzerine aynı gün sabitlenmesine imkân vermesidir. Diş eksikliği nedeniyle çeşitli sorunlar yaşayan bireylere özel olarak geliştirilmiş all on 4 implant tedavisi kapsamında; çenenin arka kısmına 2 adet implant 30 ila 45 derecelik açıyla yerleştirilir. Diğer 2 implant ise ön bölgeye dik bir şekilde konumlandırılır.
All on 4 implant tedavisi son derece konforlu, pratik ve etkili bir diş hekimliği prosedürüdür. Tedavinin başarılı olabilmesi için hasta özelinde planlanması, aynı zamanda alanında uzman ve deneyimli diş hekimleri tarafından uygulanması son derece önemlidir.
All on four implant tedavisinin ilk adımı, hastanın ağız yapısının değerlendirilmesidir. Bunun için röntgen ve diğer görüntüleme yöntemlerinden faydalanılabilir. Farklı yöntemler kullanılarak hastanın çene kemiği incelenir. Daha sonra implantların yerleştirileceği doğru konumu bulmak için detaylı bir planlama yapılır.
Planlamanın ardından cerrahi prosedür süreci başlar. Çene kemiğinin belirlenen noktalarına dört adet implant cerrahi prosedür aracılığıyla yerleştirilir. Bu aşamada implantların, çene kemiğiyle doğru şekilde kaynaşacak bir konuma yerleştirilmesine özen gösterilmelidir.
4 adet implant hastanın çene kemiğine yerleştirildikten sonra geçici diş protezi takılır. Böylece hastanın iyileşme süreci ve tedavi tamamlanana dek dişsiz kalması önlenir.
Cerrahi prosedürle yerleştirilen implantların çene kemiğiyle kaynaşması için yaklaşık 3 aylık bir süreye gereksinim duyulur. Sağlıklı ve hızlı bir iyileşme süreci yaşanması için hastanın diş hekiminin önerilerine uyması çok önemlidir.
İmplantların çene kemiğiyle kaynaşmasının ardından daimi diş protezleri hazırlanır ve hazırlanan diş protezleri implantlara sabitlenir. Bu diş protezlerinin en önemli özelliği hastanın doğal dişleri gibi görünmesi ve fonksiyonel bir çözüm olmasıdır.
Çeşitli nedenlere bağlı olarak yaşanan diş kaybı, yalnızca estetik bir sorun olmanın ötesinde, günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilen bir durumdur. Ancak, günümüzde diş implantlarındaki teknolojik ilerlemeler sayesinde, All on 4 tedavisi dişsizlik sorununu etkili bir şekilde çözmekte ve hastalara bir dizi avantaj sunmaktadır.
All on 4 implant tedavisi, aynı gün içerisinde tamamlanabilen hızlı ve etkili bir diş hekimliği prosedürüdür. Geleneksel implant tedavilerine göre daha az implant kullanılarak daha geniş bir alandaki eksik dişlerin tamamlanabilmesi sayesinde tedavi süreci daha kısadır. İmplantlar yerleştirildikten sonra hastaya hemen diş protezi uygulanabildiğinden hastalar günlük yaşamda konforlarını sağlayabilir.
All on 4 tedavisi, diş implantları kullanılarak uygulandığı için, elde edilen sonuçlar doğal dişlere oldukça benzer. Renk, şekil ve boyut açısından kişiye özel tasarlanan dişler, hastanın gülüşünü doğal ve estetik bir görünüme kavuşturur. Ayrıca, implantlar çene kemiğine sıkıca entegre olduğu için, hastalar günlük aktivitelerini rahatça gerçekleştirebilirler.
Tedavi kapsamında dört implant stratejik bir şekilde yerleştirildiği için çene üzerinde maksimum dayanıklılık ve stabilite sağlanır. Bu durum, hastaların çeşitli yiyecekleri sorunsuz bir şekilde tüketmesini ve estetik bir gülümsemeye kavuşmasını sağlar.
Geleneksel implant tedavilerinde genellikle daha fazla sayıda implant kullanılması gerekir. Buna bağlı olarak tedavinin maliyeti de daha yüksek olur. All on 4 tedavisi ise prosedür kapsamında daha az implant kullanılması nedeniyle ekonomik bir seçenek sunar. Böylece, dişsizlik sorununu çözmek isteyen ancak bütçe konusunda endişeleri olan bireyler için çekici bir alternatif haline gelir.
All on 4 tedavisinin kısa iyileşme süreci, hastaların normal yaşamlarına hızlı bir şekilde dönmesini sağlar. Bu, iş ya da sosyal yaşamlarını etkileyen diş sorunlarına çözüm arayan bireyler için önemli bir avantaj hâline gelebilir.
Geleneksel implant tedavilerinde sinüs yükseltme ya da kemik ilavesi gibi ileri cerrahi işlemler uygulanması gerekebilir. All on 4 yöntemi daha az invazivdir ve bu tür uygulamalara gereksinim olmaz.
Tedavi süreci, uzman bir diş hekimi tarafından yapılacak detaylı bir muayene ve dijital görüntüleme çalışması ile başlar. Bu kapsamda; çene kemiği yapısı, diş eksikliği durumu, genel ağız sağlığı ve hastanın genel sağlık durumu değerlendirilir.
Elde edilen bilgilere göre hasta özelinde tedavi planlanır. Bunun için implantların hangi noktalara yerleştirileceği, dişlerin şekli, rengi ve boyutu belirlenir.
Hastaya lokal anestezi uygulanır ve implantlar belirlenmiş stratejik noktalara yerleştirilir. Böylece çene kemiğinin en sağlam bölgelerinden yaralanarak maksimum dayanıklılığa ve stabiliteye erişilebilir.
İmplantlar yerleştirildikten sonra geçici protezler takılır ve hastalar bu sayede günlük aktivitelerini sürdürebilir.
All on 4 implant tekniği son yılların en önemlidir hekimliği prosedürlerinden biridir. Diğer yandan tedavinin başarılı olabilmesi için alanında uzman ve deneyimli diş hekimleri tarafından uygulanması, aynı zamanda hasta özelinde planlanması gerekir. Bunun yanı sıra tedavi sonrası ağız ve diş bakımı konusunda gereken özen gösterilmelidir.
All on 4 implant, tüm dişlerini kaybetmiş hastalar için hızlı bir çözüm sunar. İmplantlar aynı seansta yerleştirilir ve geçici protez dişler hemen sabitlenebilir.
All on 4 implant tekniğinde kullanılan protez dişler, doğal dişlere benzer bir görünüm sağlar. Ayrıca, hastaların çiğneme ve konuşma fonksiyonlarını etkilemez.
İmplantlar çene kemiğine yerleştirildiği için kemik dokusunu uyarır ve kemik kaybını önler.
All on 4 tedavisinde yalnızca 4 adet implant kullanıldığından daha az cerrahi işlem gerekir ve buna bağlı olarak iyileşme süreci daha hızlı olur.
All on 4 tedavisi, dişsiz ya da diş kaybı yaşayan bireyler için ideal bir çözümdür. Bu tedavi, hem üst hem de alt çenedeki dişsizlik sorununu çözmek amacıyla kullanılabilir.
Geleneksel implant tedavileri için uygun olmayan ya da çene kemiği yoğunluğu düşük olan bireyler, all on 4 tedavisi için uygun adaylar olabilir.
All on 4 tedavisinin uygulanması için hastanın genel sağlık durumu tedaviye engel teşkil etmemelidir. Her hastanın bireysel durumu, ihtiyaçları ve beklentileri farklı olduğundan hasta özelinde değerlendirme yapılarak tedavi kararı verilmesi önemlidir.
All on 4 tedavisi sonrası başarılı ve sağlıklı bir iyileşme süreci yaşanması, aynı zamanda uzun süre kalınlığını koruyacak sonuçlar elde edilmesi için bazı noktalara dikkat edilmelidir.
Operasyon sonrası diş hekiminin önerdiği talimatlara tam olarak uymak şişlik, ağrı ve diğer olası komplikasyonları azaltmaya yardımcı olabilir.
İmplantların başarılı bir şekilde entegre olup olmadığını kontrol etmek için düzenli diş hekimi kontrolleri aksatılmamalıdır. Bu kontroller, potansiyel sorunları erken tespit etmek ve tedavi etmek için fırsat sunabilir.
Tedavi sonrası ağız ve diş bakımı ihmal edilmemelidir. Düzenli olarak dişler fırçalanmalı, diş ipi ve antibakteriyel gargara kullanılmalıdır.
Tedaviyi izleyen ilk birkaç gün yumuşak gıdalar tüketilmeli, sıcak ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
İyileşme sürecini olumsuz etkileyebileceğinden sigara ve alkol kullanımına ara verilmelidir.
All on 4 fiyatları hasta özelinde tek çeneye mi alt çeneye mi uygulanacağı, diş çekimi yapılması gerekip gerekmediği, kullanılacak implantın kalitesi, uygulamayı yapacak kliniğin fiyat politikası ve daha pek çok farklı etkene bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Gülüş gerek kadınların gerek erkeklerin kendini ifade etmesine ve ruh hâlini yansıtmasına yardımcı olan unsurlardan biri, aynı zamanda beden dilinin bir parçasıdır. Bunun sonucunda, gülümserken dişlerinin estetikten uzak bir görünüme neden olduğunu düşünen kişiler, bu görünümü gizlemek için genellikle kendilerini dişlerini gizlemek ya da ağızlarını kapatmak zorunda hisseder. Bunun sonucunda öz güven eksikliği yaşanması, hatta sosyal yaşamda kişinin çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalması söz konusu olabilir. Gülüş tasarımı sıklıkla tercih edilen estetik diş hekimliği uygulamalarından biri olarak hastaların estetik, doğal ve fonksiyonel bir gülüş elde etmesine yardımcı olur.
Son yıllarda görüldüğü üzere gülüş tasarımı en popüler estetik diş hekimliği prosedürlerinden biri hâline gelmiştir. Pek çok farklı nedene bağlı olarak dişlerin ve diş etlerinin estetik görünümünü yitirmesi durumunda, kişinin yüz şekli ve beklentileri değerlendirilerek en doğal ve en güzel görünümü geri kazandıracak prosedürler uygulanır. Gülüş tasarımı, her hasta özelinde ihtiyaçlara, beklentilere ve yüz şekline uygun olacak şekilde planlanan ve uygulanan multidisipliner bir yaklaşımdır. Sağladığı özelleştirilmiş ve etkili sonuçlar sayesinde gülüş tasarımı giderek artan bir popülariteye sahiptir.
Gülüş tasarımı her hasta özelinde planlandığı için hastalar kendi yüz ve çene yapılarıyla uyumlu, doğal ve estetik görünümlü dişlere sahip olan ilir. Gülüş tasarımı prosedürleri ile hastanın dişlerinin rengini ve diş etlerinin sağlığını iyileştirmek mümkündür. Gülüş tasarımı her hastanın sağlıklı, güzel ve dikkat çekici bir gülümsemeye sahip olmasına yardımcı olsa da, kadınlara ve erkeklere yapılan gülüş tasarımı sırasında dikkat edilmesi gereken bazı kritik unsurlar vardır. Bunların başında kadınlarda daha yuvarlak oval hatlı dişler hedeflenirken, erkeklerde daha dikdörtgen formlu dişlerin tercih edilmesi gelir.
Gülüş tasarımı hasta özelinde planlanan bir estetik diş hekimliği prosedürü olduğundan prosedürün kapsamı ve uygulanacak işlem adımları için bir standarttan bahsedilmesi söz konusu değildir. Gülüş tasarımı prosedürünün başarılı olabilmesi için öncelikle hastanın ihtiyaçlarını ve estetik beklentilerini doğru bir şekilde analiz etmek gerekir. Bu doğrultuda doğru bir planlama yapma imkânı elde edilebilir.
İhtiyaçlara ve beklentilere uygun olarak hazırlanan tedavi planının ilk adımı, hastanın ağız ve diş ölçülerini alarak modeller çıkarmaktır. Tedavi edilmek istenen sorunlara göre planlama adımı tamamlanır ve bu süreçte modellemelerden faydalanılır.
Ayrıca hastanın ağız içi ve yüzü çeşitli açılardan fotoğraflanır. Bilgisayar ortamında özel programlar kullanılarak ölçümlemeler yapılması yoluyla elde edilecek sonucun hastanın yüz şekli ve estetik beklentileriyle nasıl bir uyum sağlayacağı görülebilir. Bu aşamada tedavi tamamlandıktan sonra elde edilecek yaklaşık görünüm, bilgisayar programlarının ve ağız ölçülerine uyumlu olarak hazırlanan restorasyonların üzerinden hastaya sunulmalı, hastanın bu konuda onayı alındıktan sonra uygulamalara başlanmalıdır.
Gülüş tasarımı tedavisi planlandıktan sonra hastanın ortodontik tedaviye ihtiyacı olmadığı kararlaştırılırsa, diş etlerindeki seviye bozukluklarını düzenlemeye yönelik prosedürlere başlanır. Hastada bir ya da daha fazla sayıda diş eksikliğinin olması hâlinde hasta özelinde belirlenen yöntem kullanılarak bu eksiklikler giderilir. Cerrahi prosedürlerin ve dental implant tedavisinin ardından belirli bir iyileşme süresine gereksinim duyulur. İhtiyaç görülmesi durumunda diş beyazlatma prosedürü uygulanır.
Hastanın dişlerinde görsel ve biçimsel bozukluklar varsa, kompozit dolgu ya da dişlerin mevcut durumuna göre lamine veya zirkonyum diş kaplama tedavisine başvurulabilir. Porselen lamine diş kaplama yönteminin uygulanacağı durumlarda dişlerde çok az aşındırma yapılması yeterli olabileceği gibi hiç aşındırma yapılma ihtiyacı doğmayabilir.
Hastaya porselen ya da zirkonyum diş kaplama tedavisi yapılması uygun görülürse, prova sırasında hastanın onayını almak gerekir. Eğer hasta bazı değişiklikler yapılmasını ister ve diş hekimi bu değişikliklerin doğal ve estetik bir görünüm sağlayacağını onaylarsa, bu doğrultuda güncellemeler yapılması söz konusu olabilir. Provalar sırasında dudak şeklini ve konturunu değerlendirmek, yapılan değerlendirmelerin ardından hedeflenen tasarıma son şeklini vermek diş ve diş eti uygulamalarının başarısını artırmaya yardımcı olacaktır.
Bazı hastalarda ede edilecek sonuçları iyileştirmek için dudak ve yüz bölgesine dermal dolgu enjeksiyonu gibi çeşitli medikal estetik prosedürlere başvurulabilir. Bu sayede gülüş tasarımı uygulamalarından optimum fayda sağlanabilir.
Sexy smile olarak da bilinen çekici estetik gülüş kapsamında ön dişler diğerlerine göre daha uzun tasarlanır. En çok tercih edilen gülüş tasarımı çeşitlerinden biridir. Genellikle kadınlar sexy smile tasarımına ilgi gösterir.
Entelektüel gülüş tasarımı genellikle orta yaşlı kişiler için uygundur. Kişinin daha olgun bir görünüme sahip olmasını sağlayan entelektüel gülüş tasarımı kapsamında dikkat hastanın yüzünün alt kısmına çekilir.
Diş hekimlerinin en sık uyguladığı tasarımlardan biri olan sportif gülümsemede, orta kesici dişler yan kesici dişlerden daha uzun olacak şekilde tasarlanır. Hangi gülüş tasarımı çeşidinin uygulanacağı; her hastanın taleplerine, mevcut ağız ve diş yapısı ile yüzünün diğer unsurlarına göre yapılan değerlendirmeden sonra belirlenir.
Gülüş tasarımı her hasta özelinde farklılık gösteren kapsamlı ve özelleştirilebilir bir tedavi sürecidir. Gülüş tasarımının amacı hastanın dişlerinin rengini, şeklini ve yüzey yapısını değiştirmektir. Tedavi kapsamında uygulanacak olan işlemler hasta özelinde belirlenerek her hastanın farklı estetik gereksinimlerini karşılamak mümkün olabilir. Gülüş tasarımı kapsamında uygulanacak işlemlerin belirlenmesi için öncelikle hastanın cinsiyeti, yaşı, yüz hatları, ihtiyaçları ve beklentileri titizlikle değerlendirilir.
Gülüş tasarımı tedavileri planlanmadan önce en önemli adımlardan biri, hastanın diş ve diş eti sağlığının değerlendirilmesidir. Herhangi bir sorun tespit edilirse, ilk olarak bu sorunları tedavi etmek gerekir. Hasta özelinde yapılan planlamaların ardından; diş eksiğini ya da eksikliklerini gidermek için protez ve dental implant uygulamaları, porselen lamine, diş kaplama, zirkonyum kaplama, profesyonel diş beyazlatma ve ortodontik tedavi gibi çeşitli prosedürlerin uygulanması söz konusu olabilir.
Gülüş tasarımı dişlerinizin görünümünü iyileştirmenin yanı sıra genel yüz ifadeniz üzerinde olumlu bir etki yaratarak daha çekici, daha canlı ve daha estetik bir gülüşe sahip olmanızı sağlar. Bu sayede estetik görünümünüzü iyileştirmenin yanı sıra öz güveninizi de pekiştirir. Siz de daha estetik ve yüz hatlarınızla uyumlu bir gülüşe sahip olmak, aynı zamanda gülme ya da konuşma esnasında ağzınızı kapatmak zorunda kalmamak için alanında uzman ve deneyimli bir diş hekimine başvurarak gülüş tasarımı yaptırabilirsiniz.
Gülüş tasarımı diş ve diş eti estetiği ile ağız sağlığını iyileştirmeye yönelik olarak uygulanan çeşitli prosedürlerden oluşan kapsamlı bir süreçtir. Bu bağlamda gülüş tasarımı prosedürünün birtakım avantajları bulunur:
Gülüş tasarımı prosedürü kapsamında dişleri düzeltmek, beyazlatmak ya da estetik açıdan görünümlerini iyileştirmek için çeşitli tedaviler uygulanır. Uygulanan tedaviler sonucunda elde edilen görünüm, bireyin öz güveninin artmasını ve daha estetik bir gülümsemeye sahip olmasını sağlayabilir.
Estetik açıdan tatmin edici hoş bir gülüşe sahip olmak, bireyin sosyal etkileşimlerde daha olumlu bir izlenim bırakmasına yardımcı olabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde gülüş tasarımının kişinin kendisini daha rahat hissetmesini ve sosyal ilişkilerini geliştirmesine yardımcı olmasını sağladığı açıkça ifade edilebilir.
Bireyin iyi bir görünüme ve güzel bir gülümsemeye sahip olması, bazı meslek gruplarında mesleki başarıyı artıran unsurlar arasında sayılabilir. Bu nedenle, iş dünyasında ya da sosyal çevrede olumlu biz izlenim bırakmak isteyen kişiler gülüş tasarımı uygulamalarından optimum fayda sağlayabilir.
Diş estetiğinin iyileştirilmesine yönelik gülüş tasarımı uygulamaları, kişinin genel duygusal sağlığını olumlu yönde etkiler. Gülüş tasarımı uygulamaları sayesinde kendi görünümüyle ilgili memnuniyeti artan bireylerin genel yaşam kalitesinin artması da söz konusu olabilir.
Gülüş tasarımı uygulamaları yalnızca estetik düzeltmeleri içeren süreçler değildir. Bunların yanı sıra ağız sağlığını iyileştirmeye de yardımcı olur. Dişlerdeki problemleri düzeltmek, çürükleri tedavi etmek ve diğer ağız sağlığı sorunlarına müdahale etmek bireyin genel ağız sağlığının artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlayabilir.
Gülüş tasarımı özelleştirilebilir bir prosedür olduğundan kapsamındaki işlemlerin de sağlanacak avantajların da kişi özelinde değişebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Gülüş tasarımının ne kadar sürede yapılacağı, her hasta özelinde uygulanacak prosedürlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Gülüş tasarımı kapsamında uygulanacak işlemler hastanın dişlerinin ve diş etlerinin mevcut durumuna, yapısal özelliklerine, ihtiyaçlarına ve beklentilerine bağlı olarak farklılık gösterdiği için gülüş tasarımının ne kadar sürede tamamlanacağı da değişebilir. Bu nedenle, gülüş tasarımının ne kadar sürede tamamlanacağı hasta detaylı bir şekilde muayene edilip uygulanacak prosedürler planlandıktan sonra belli olacaktır.
Ağız bölgesinin görünümü ve gülüş, kişinin günlük yaşamda yarattığı ilk izlenim açısından çok önemlidir. Bu nedenle gerek insan ilişkilerinde gerek estetik bir görünüme sahip olma noktasında son derece önemli bir rol üstlenir. Gülüş tasarımı olarak da adlandırılan Hollywood smile, daha estetik bir gülüşe sahip olmak isteyen farklı yaş gruplarındaki kadınlar ve erkekler tarafından sıklıkla tercih edilir. Hollywood smile prosedürünün temel amacı, dişler ve diş etleri arasında estetik görünüm sağlayacak bir uyum yakalamaktır.
Daha güzel bir gülüşe ve daha estetik bir görünüme sahip olmanın kişinin öz güvenini olumlu yönde etkilediği kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Hollywood smile bu kapsamda her hastanın ihtiyaçlarına, beklentilerine ve yüzündeki diğer unsurlara uygun planlamalarla özelleştirilebilen bir prosedürdür. Hasta özelinde yapılan planlamalar sayesinde estetik açıdan tatmin edici ve doğal bir görünüm elde edilebilir. Bu nedenle Hollywood smile özellikle son yıllarda artan popülaritesiyle en çok uygulanan estetik diş hekimliği prosedürleri arasında ilk sırada gelir.
Hollywood smile prosedürü uygulanmadan önce hasta muayene edilir, ihtiyaçları belirlenir ve beklentileri öğrenilir. Beklentilerin doğal ve estetik açıdan tatmin edici bir görünüm ile uygun olup olmadığı değerlendirilir. Yapılan analiz sürecinin ardından doğal ve estetik bir görünüm elde edilmesi için uygulanacak tedaviler hasta özelinde belirlenir.
Yapılan diş muayenesi sırasında diş ya da diş eti problemi tespit edilirse, ilk adım bu sorunları gidermeye yönelik tedaviler uygulamaktır. Dişler ve diş etleri sağlıklıysa ağız içi ölçüler alınır, modellemeler yapılır. Hastanın fotoğraflarından ve çeşitli bilgisayar programlarından faydalanılarak yüz şekline uygun bir planlama yapılır ve hangi tedavilerin uygulanacağı belirlenir.
Tedaviler tamamlandıktan sonra elde edilecek görünüm geçici restorasyonlar aracılığıyla hastayla paylaşılır ve hastanın onayı alınır. Hastanın istediği ve diş hekiminin uygun gördüğü değişiklikler varsa bunlar gerçekleştirilip hastanın onay vermesiyle tedavi süreci başlatılır.
Hollywood smile prosedürü uygulanacak hastanın ortodonti tedavi ihtiyacı varsa, öncelik buna verilmelidir. Diş etlerinde seviye bozukluğu tespit edilirse bunlar giderilir. Diş eksikliği olan hastalarda dental implant ya da uygun görülen farklı tedaviler gerçekleştirilir. Cerrahi prosedürlerden sonra iyileşme süreçlerinin tamamlanmasıyla diş beyazlatma tedavisi uygulanır. Dişlerdeki görsel ve biçimsel bozukluklar giderilir. Bunun için estetik kompozit dolgu, kaplama, porselen lamine ve zirkonyum kaplama gibi prosedürlerden faydalanılabilir.
Hollywood smile prosedürünün başarısı diş ve diş eti uygulamaları planlanırken dudak şeklinin ve konturunun göz önünde bulundurulmasıdır. Bu sayede, her hastanın yüzü için en uygun tasarımı gerçekleştirmek, doğal ve estetik açıdan tatmin edici sonuçlar almak mümkündür.
Çeşitli nedenlere bağlı olarak dişlerinin görünümü ile ilgili hoşnutsuzluk yaşayan, dişlerinin ve gülüşünün daha estetik bir görünüme sahip olmasını isteyen kişilere Hollywood smile yapılabilir. Bu kapsamda dişlerin renginde, şeklinde ve yüzey yapısında değişiklikler yapılarak hem dişlere hem diş etlerine sağlıklı ve estetik açıdan daha iyi bir görünüm kazandırılabilir.
Kişinin diş görünümünün iyileştirmeyi hedefleyen Hollywood smile uygulaması ile giderilebilecek belli başlı rahatsızlıklar şu şekilde sıralanabilir:
Hollywood smile gülüş tasarımı, hastanın istediği ve yüz hatlarıyla uyumlu bir estetik gülüş elde etmek için çeşitli diş hekimliği işlemlerini içerir. Bu işlemler, kişinin mevcut diş durumuna bağlı olarak özelleştirilir. Genel olarak Hollywood smile gülüş tasarımında kullanılan bazı yaygın işlemler şu şekilde sıralanabilir:
Hollywood smile uygulamalarının ne kadar sürede yapılacağı her hasta özelinde dişlerin mevcut durumuna, elde edilmek istenen sonuçlara, uygulanacak tedavilere ve hastanın iyileşme hızına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Hollywood smile uygulaması için ihtiyaç duyulan toplam süre, hastanın tedavi ihtiyaçlarına ve seçilen tedavi yöntemlerine bağlı olarak farklılaşabildiğinden bazı durumlarda Hollywood smile uygulaması birkaç gün içinde bazı durumlarda ise birkaç haftada tamamlanabilir.
Ağız ve diş bakımı çoğu kişi için diş ağrısı, ağız kokusu ve diş kayıpları gibi sorunları önleyen bir rutin olsa da, dişler kadar diş etlerini de ön planda tutan gülüş tasarımı prosedürlerine gösterilen ilgi her geçen gün artmaktadır. Farklı yaşlardaki kadınlar ve erkekler dişlerindeki çürükler, diş dizilimindeki çarpıklıklar, diş etki hastalıkları, diş kayıpları ya da diş renklenmeleri nedeniyle gülümsemelerinden hoşnut olmayabilir. Sağlıklı dişlere ve diş etlerine sahip olmaları halinde diş ve diş eti orantısızlığı ya da şekil bozukluğu gibi sorunlar yaşamaları da mümkün olabilir.
Bu aşamada devreye giren Hollywood smile prosedürü her bireyin daha güzel ve sağlıklı gülüşlere sahip olmasına yardımcı olur. Her hasta özelinde planlanan ve uygulanan tedaviler sayesinde doğal ve estetik açıdan tatmin edici sonuçlara ulaşılabilir.
Hollywood smile uygulaması dişlerin rengini, şeklini ve düzenini iyileştirerek estetik açıdan daha çekici gülüşlere sahip olma imkanı sunar. Dişlerin beyaz, düzenli ve çekici bir görünüme kavuşması kişinin öz güvenini artıran bir unsur hale gelebilir. Estetik açıdan etkileyici sonuçlar elde etmek kişinin aynı zamanda sosyal ilişkilerde kendini daha rahat hissetmesini sağlayabilir.
Ayrıca Hollywood smile uygulaması kişinin genel imajını iyileştirerek iş dünyasında ya da sosyal çevrelerde daha profesyonel bir görünüm yansıtmaya yardımcı olabilir. Dişlerdeki renklenmeleri ve lekelenmeleri, çatlakları, kırıkları, dişler arasındaki boşlukları ve diğer estetik sorunları düzelten Hollywood smile sayesinde dişler daha sağlıklı görünür.
Hollywood smile uygulamalarından sonra ağız ve diş bakımı rutini doğru ve düzenli bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Ancak dişlerde aşındırıcı özelliğe sahip olan diş macunlarını kullanmamak ve yanlış diş gırçalama alışkanlıklarını değiştirmek önemlidir. Bu unsurlara özen gösterilmemesi halinde dişlerin yüzeyinde çizilmeler meydana gelebilir. Yapılması gereken ağız ve diş bakımı rutini kapsamında dişleri günde 2 ila 3 kez ve aşındırıcı olmayan florürlü diş macunlarıyla fırçalamaktır.
Hollywood smile kapsamında uygulanan tedavilerin etkisini uzun süre koruyabilmesi, dişlerde kalan plakların temizlenmesi ve diş çürümelerinin önlenebilmesi için diş ipi kullanımı ağız ve diş bakım rutinine dahil edilmelidir. Ağız hijyenini sağlamak için alkolsüz ağız bakım suları kullanılmalı, şeker içeriği yüksek yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir. Ayrıca sert nesneleri ısırıp çiğnememeye özen gösterilmelidir.
Hollywood smile terimi genel olarak estetik diş hekimliği uygulamalarını ifade eder ve kişinin gülüşünü estetik açıdan iyileştirmeyi amaçlar. Hollywood gülümsemesi çeşitleri, kişinin tercihlerine, diş yapısına ve estetik hedeflerine bağlı olarak değişebilir.
Hollywood smile fiyatları hasta özelinde uygulanacak tedavilere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Diş hekiminin uzmanlığı ve deneyimi, tedavilerde kullanılan malzemeler ve teknolojiler, uygulanan tedavilerin kapsamı Hollywood smile fiyatları üzerinde doğrudan etkili unsurlardır.
Diş etinin, dişin koruyucu tabakası olan mine tabakasının altına çekilerek, kök yüzeylerinin açığa çıkması durumudur.
Dişlerin kök yüzeyleri dış etkenlere karşı dayanıklı değildir. Diş eti çekilmesi oluştuğunda kök yüzeyleri açığa çıkmaktadır. Diş eti çekilmesi tedavi edilmediğinde bu açığa çıkan kök yüzeylerinde zamanla hassasiyet(sızlama) ve kök yüzey çürükleri oluşabilmekte ve diş kaybedebilmektedir.
Günümüzde diş eti çekilmesinin cerrahi ve cerrahi olmayan birçok tedavisi bulunmaktadır. Cerrahi olarak açığa çıkan kök yüzeyleri mikrocerrahi tekniklerle kapatılıp, çekilmeden önceki haline getirilebilmekte veya diş etinin daha fazla çekilmesinin önüne geçebilmektedir. Mikrocerrahi işlemden 10 – 14 gün sonra dikişler alınmakta ve doku iyileşmeye bırakılmaktadır.
Yiyecek artıklarının diş ve kök yüzeylerinde birikmesiyle oluşan bakteri plağının ve diş taşlarının, diş etinde iltihap oluşturup kanama ve kızarıklığa sebep olması durumudur. Çoğu zaman bu bakteri plağı ve diş taşları dişlerin kök yüzeylerine sıkıca yapışmakta ve diş etinin altındaki kemiğin, iltihaba bağlı olarak erimesine sebep olmaktadır. Bu kemik erimesine bağlı dişlerde sallanma ve apse oluşabilmekte ve diş kaybedilebilmektedir. Diş eti tedavisi yapıldığında iltihap ortadan kalkmakta ve kemik erimesi durmaktadır.
Bazen kaybedilen kemiğin yerine konulması için mikrocerrahi tekniklerle diş eti ameliyatı yapılıp kemik tozu (greft) kullanılabilmektedir.
Diş eti iltihabının tekrar oluşmaması için diş hekiminin tavsiye ettiği şekilde ve sıklıkta dişler fırçalanmalı ve ağız hijyenine önem gösterilmelidir.
İmplant tedavisi, kaplama, köprü, zirkonyum, dolgu ve protez, diş teli gibi bütün diş tedavilerinden önce mutlaka diş etleri kontrol edilmeli, iltihabı giderilmeli ve sonrasında bu işlemler yapılmalıdır. Aksi halde ilerleyen dönemlerde şiddetli diş eti iltihabı oluşabilmekte ve yapılan tedaviler başarısız olmaktadır.
Günümüzde diş eti tedavisinde lazerler birçok alanda kullanılmaktadır. Özellikle ‘pembe estetik’ denilen diş etlerinin diş ile uyumunun sağlanmasında, diş eti büyümelerinin giderilmesinde ve dişlerin görünürlüğünün artırılmasında kullanılmaktadır.
Ayrıca diş eti iltihabının giderilmesinde, yara iyileşmesini hızlandırmak ve bakterileri ortadan kaldırmak için de lazerlerden faydalanabilmektedir.
Ortodonti; yanlış konumlanan dişler ile çenelerin düzeltilmesini hedefleyen özel bir diş hekimliği alanı olarak tanımlanabilir. Genel diş hekimliği prosedürleri temelde diş çürüklerine ve çarpıklıklarına odaklanır. Ortodonti ise çenenin yanlış hizalanması ve diş çarpıklığı gibi sorunları hedefleyerek sağlıklı diş yapısına kavuşulmasını destekler. Ancak ortodonti yalnızca düzgün ve güzel dişler ve gülümsemeler kazandırmakla ilgilenmez. Aynı zamanda diş çürümesi ve diş kaybına neden olan çeşitli ortodontik sorunlar da ortodontinin kapsamında yer alır. Bu sayede hastalar sağlıklı diş ve diş etlerine kavuşabilir.
Dişlerin ve çenenin nasıl hizalandığıyla ilgili sorunları düzeltmeyen yardımcı olan ortodonti, yanlış hizalanan dişlerin ve çenelerin teşhis ve tedavi sürecini üstlenir.
Ortodonti kapsamında maloklüzyon, yanlış diş ve çene pozisyonlarının tedavisi gerçekleştirilir. Ortodontinin ilgilendiği hastalıklar arasında çarpık, çapraşık ve çıkıntılı dişlerle ısırma zorlukları sayılabilir. Hasta özelinde ihtiyaca uygun olacak tasarlanan ortodonti tedavinin uygulanması sonucunda hastalar öz güvenlerini artıracak güzel bir gülümsemeye, uzun süreli sağlığa ve konfora erişebilir.
Ortodonti problemler hem çocukları hem yetişkinleri etkileyebilir. Hatta gençliğinde diş teli takanlar dahi ortodontik problemler yaşayabilir. Çünkü dişler hareketli olup normal ısırma ve çiğneme kuvvetlerine karşı tepki olarak çok yavaş şekilde hareket etmeye devam eder. Bununla birlikte küçük çocukların parmak emme ya da dil itme gibi yanlış alışkanlıklar geliştirmesi halinde dişler uygun olan hizalarından dışarı itilebilir. Bu başta olmak üzere çeşitli ortodontik problemler genellikle 7 yaş civarında kalıcı dişlerin çıkmaya başlamasıyla görülür.
Dişlerin bir araya gelme ve hizalanma şekli “oklüzyon” olarak adlandırılır. Normal şartlar altında, üst çenen kapalıyken üst dişler alt dişlerin üzerinde durmalı ve azı dişlerinin üst yüzeyleri hizalanmalıdır. Bu durum çeşitli nedenlerle gerçekleşmeyebilir ve dişlerin maloklüzyonu ciddi ağız sağlığı komplikasyonlarına neden olabilir. Bu aşamada ortodonti tedavisi gündeme gelebilir.
Dişlerin yanlış hizalanması nedeniyle düzgün ısırma işlevinin gerçekleştirilemediği maloklüzyonlarla ilgilenen diş hekimliği alanı ortodontidir. Ortodonti kapsamında hem ağız sağlığının hem kozmetik görünümünün iyileştirilmesine yönelik tedaviler gerçekleştirilebilir. Diş ve ağız yapısında eğrilik, çarpıklık ve yapısal bozukluk olan kişilerin ortodonti tedavisi için uygun adaylar olduğu kabul edilir.
Ortodonti tedavisi her yaş grubundan hastaya uygulanabilir, diğer bir deyişle ortodonti tedavisinin yaş sınırı yoktur. Çünkü, hastaların ağzındaki sağlıklı dişlerin her yaşta hareket ettirilmesi mümkündür. Bununla birlikte yetişkinlerde protez uygulamalarına yardımcı olmak için de ortodonti tedavisinden faydalanılabilir.
Ortodonti tedavisi uygulanacağı durumunda her hasta özelinde sorun ve tedavinin uygunluğu değerlendirilir. Hastanın yaşı, yaşam tarzı alışkanlıkları, tedavi edilecek sorunun türü ve derecesi gibi unsurlara göre tedavi planı belirlenir.
Ortodonti tedavisi ortalama 6 ay ile 2 yıllık bir süre içerisinde tamamlanır. Bu süre hasta özelinde ihtiyaçlara, uygulanacak tedavinin kapsamında, hastanın ağız ve diş yapısı ile tedaviye yanıt verme süresine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Ortodonti tedavisi dişlerinde sıkışıklık, çapraşıklık, ayrıklık ya da çene sorunları olan hastalara uygulanabilir. Bu kapsamda, dişlerinin görünümüyle ilgili rahatsızlık hisseden kişilere uygulanabilir. Süt dişlerin dökülünce kalıcı dişler çıkmaya başlar. Kalıcı dişleri düzenli olarak kontrol ettirmek ve tespit edilen ortodonti sorunlara tedavi uygulamak son derece önemlidir. Ortodonti tedavisi kapsamında; metal ve şeffaf tellerin, ağız içi ve dışı apareylerin, plakların ve cerrahi müdahalelerin kullanılması söz konusu olabilir.
Ortodonti tedavisinin uygulanacağı hastalar ilk olarak detaylı bir muayeneden geçirilir ve farklı testler uygulanır. Diş hekiminin gerçekleştirdiği muayenenin ardından sefalometrik ve panoramik radyografiler yardımıyla hastanın yüz ve diş fotoğrafları çekilir, teşhis koyulur. Uygulanacak diş teli tedavisi hakkında hasta bilgilendirilir. Ayrıca tedavi kapsamında kullanılacak teller ve tedavi yöntemleri açıklanır. Braket ve plak tasarımı yapılır. Ağız içi fotoğraf ve filmler değerlendirilerek kişiye özel tedavi planı belirlenir.
Tedavi planının belirlenmesinin ardından hastanın ideal ağız sağlığına erişmesi için ihtiyaç duyulan dolgu, diş çekimi, implant tedavisi ve diş taşı temizliği gibi tedaviler varsa, öncelikle bunlar uygulanır. Diş eti hastalığı varsa, bu da tedavi edilmelidir.
Braket seçimi hastanın ağız ve diş yapısına uygun olacak şekilde yapılır. Diş telleri ilk takıldığında 3 ila 4 gün boyunca bir alışma süreci yaşanması olağandır. Bu sürenin ardından ağız ve dişler tellere alışır. Ayrıca, hasta özelinde doğru diş telleri tedavi edildiği takdirde ortodonti tedavisinden hızlı ve etkili sonuçlar almak mümkündür.
Diş telleri ve braketler seçildikten sonra hastanın dudaklarının kenarına “ekartör” adı verilen bir aparey takılır. Bu sayede ağı içi genişletilir ve prosedüre başlanır. Hastaya briket yapıldığı sırada diş hekimi ön ve arka bölgedeki dişleri ekartör sayesinde kolayca görebilir. Diş telleri takıldığı sırada dişler kuru olmalıdır. Dişler asitlendirilip kuruduktan sonra raketlerin iki yöntemle uygulanması mümkündür. Bu yöntemler geleneksel ve bonding yöntemleridir.
Geleneksel ortodonti tedavisi kapsamında braketler özel bir yapıştırıcı kullanılarak dişlere tek tek yerleştirilir. Braketler ışınla sertleştirildikten sonra çevresi temizlenir ve “Ark teli” olarak adlandırılan bir tel raketlerin içinden geçirilir. Gerekli görülmesi durumunda braketler lastik kullanılarak sabitlenir.
Bonding yöntemi ise son yıllarda sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde hastanın ağzından ölçüler alınır ve diş modeli hazırlanır. Bu modelin üzerine braketler yapıştırılır. Daha sonra dişlerin üzerine transfer edilir ve ışınla sertleştirilir. Bonding yönteminin en önemli özelliklerinden biri, hastanın diş hekimi koltuğunda geçirdiği sürenin azalmasıdır.
Diş teli tedavisi dişleri düzgün bir şekilde konumlandırmaya yardımcı olan etkili bir süreçtir. Ancak ortodonti tedavinin sağladığı sonuçların kalıcılığını korumak da son derece önemlidir. Bunun için aktif tedavinin tamamlanmasının ardından, pekiştirme tedavisi uygulanır ve hastanın dişlerinin eski pozisyonuna dönmesi engellenir.
Pekiştirme tedavisi kapsamında sabit ya da hareketli apareylerin kullanılması tercih edilebilir. Üst çeneye uygulanan ve takılıp çıkarılabilen aparey “Hawley” olarak adlandırılır. “Essix” ise takılıp çıkarılabilen, üstelik bakıldığında kolayca fark edilemeyen bir apareydir. Sabit pekiştirme apareyleri genellikle alt ön bölgedeki dişlerin dile bakan düzeylerine yapıştırılarak teller çıkarıldıktan sonra dişlerin hareketini engellemek üzere kullanılır.
Ortodonti tedavi fiyatları, tedavinin zorluk derecesi ve kişinin dişlerinin ne kadar çapraşık olduğu gibi unsurlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bazı bozukluklar hasta tarafından ufak olarak değerlendirilse de, aslında iskeletsel olması nedeniyle düzeltilmesi uzun zaman alabilir. Bu nedenle, ortodonti tedavisi fiyatları hasta özelinde tedavinin kapsamına göre değişebilir.
0-13 yaş arası çocukların süt ve kalıcı dişlerinin sağlıklı olarak korunmasını ve işlev görmesini, bunun yanında çürüğün, fiziksel travmanın, kalıtımsal ve doğumsal etkenlerin dişlerde oluşturduğu sorunların giderilmesini amaçlayan anabilim dalıdır.
Pedodonti, diş hekimliğindeki bütün tedavileri içeren, çocuk ve gençlere uygun olarak bunları gerçekleştiren kapsamlı bir diş hekimliği dalıdır.
Pedodontist (Çocuk Diş Hekimi), Diş Hekimliği Fakültesini bitirdikten sonra Pedodonti Anabilim Dalında eğitimine devam etmiş diş hekimidir.
Pedodontistler, diş hekimliğinde yapılan tüm tedavileri ve koruyucu uygulamaları çocuk hastaya özel bir şekilde uygulayabilir:
Çocuklar için en uygun muayene ve tedavi teknikleriyle yaklaşımda bulunur. Bu şekilde çocuklarda diş hekimi korkusu oluşmaz.
Çürük risk grubunu belirler ve buna yönelik koruyucu-önleyici uygulamalar (fissür örtücü, yerel fluorid uygulaması gibi) yapar.
Büyüme-gelişim sırasında çene gelişiminin ve diş çıkarmanın takibini yapar, koruyucu ortodontik tedavilerle olası diş çapraşıklıkları önlenmiş olur.
Kalıcı dişlerin eksik olduğu durumlarda dişli protezler yaparak estetik görünümü ve çiğnemeyi iyileştirir.
Özel bakım ihtiyacı duyulan çocukların diş tedavilerini yapar.
Çocukluk dönemi, yetişkinlikten farklı olarak hızlı metabolizma, hızla devam eden büyüme-gelişme gibi özelliklere sahiptir. Benzer şekilde süt dişleri ve yeni süren genç kalıcı dişlerin yapısı da bir yetişkin dişine göre oldukça farklıdır. Bu nedenle pedodontistler, çocuk ağız diş sağlığında en kapsamlı bilgiye sahip diş hekimleridir.
İlk diş muayenesinin, ilk diş sürdükten sonra (6 ay -1 yaş) yapılması önerilir. Erken diş muayenesi ile doğru ağız hijyen eğitimi verilir, beslenmenin düzenlemesi yapılır ve çürükten korunmak için dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verilir. Bu şekilde henüz bebeklik dönemindeyken diş çürüklerinin önüne geçilmiş olur. Pedodontistinizin belirlediği aralıktaki düzenli diş kontrolleri ile uzun dönemde çürüksüz ve sağlıklı dişlerin temelleri atılır.
Ağız, diş ve çene bölgesindeki hastalıkların tanısının, radyolojik ve klinik olarak belirlendiği bir bilim dalıdır. Bu birimde aşağıda yer alan teknikler kullanılarak hastanın genel sağlık taraması yapılır. Ağız, diş ve çenede yer alan sorunlar saptanır ve hastanın durumuna en uygun bir tedavi biçimi belirlenir.
Kliniğimizde ağız içerisindeki yumuşak dokuların, dişlerin, çenelerin ve çene ekleminin tüm rahatsızlıklarını kapsayan teşhis ve tedavi işlemleri gerçekleştirilmektedir. Yapılacak işlemin türüne ve hasta uyumuna göre yapılması planlanan cerrahi işlemler lokal anestezi, bilinçli sedasyon veya genel anestezi altında yapılabilmektedir.
Dental implantlar günümüzde diş eksiklerinin giderilmesinde sıkça kullanılan tedavi seçenekleri arasındadır. Çene kemiğine yerleştirilerek normal dişi taklit ederler. Düzenli kontrollerle ve iyi bir bakımla ömür boyu kullanılabilmektedir.
Hastalar genellikle ertesi gün işinin başına dönmektedir ve yaklaşık 3 ay gibi bir sürede dişlerine kavuşabilmektedir. Gerekli durumlarda uzman hekimlerimiz tarafından uygulanan sinüs yükseltme işlemleri ve kemik greftleri sayesinde artık birçok hasta grubunda implant tedavileri uygulanabilmektedir.
Kliniğimizde steril şartlarda uzman hekimlerimiz tarafından gömülü ve normal diş çekimleri yapılmaktadır. Çekim sonrası hekimimiz tarafından verilen bilgiler doğrultusunda ağrı, şişlik ve kanama gibi durumlar açısından hastalarımız bilgilendirilerek işlem sonrası gerekli kontroller sağlanmaktadır.
Son zamanlarda artan eklem rahatsızlıklarının teşhis ve tedavileri kliniğimizde gerçekleştirilmektedir. Eklem rahatsızlıklarına yönelik botoks ve artrosentez uygulamaları sayesinde hastaların ağrı, ağız açmada kısıtlılık gibi birçok şikayetleri giderilmektedir.
Çene ve yüz bölgesiyle ilişkili yumuşak ve sert dokularda meydana gelen kist ve tümörlerin tanısı konulmakla birlikte tedavisi gerçekleştirilmektedir. Tedavi sonrası uygun rekonstrüksiyon yöntemleri uygulanarak düzenli kontroller uzman hekimlerimiz tarafından gerçekleştirilmektedir.
Travma veya patolojik etmenlere bağlı olarak gelişen çene kırıklarının teşhis ve tedavisi büyük bir özenle kliniğimizce yürütülmektedir. Gerekli durumlarda genel anestezi altında operasyon planlaması yapılarak hasta idamesi sağlanmaktadır.
Sedasyon diş tedavileri esnasında ortaya çıkabilecek ağrı, endişe, korku gibi durumları ortada kaldırmak amacıyla uygulanan anestezi yöntemidir. Rahatlık ve unutkanlık sağlayan sedatif ilaçların etkisiyle uyuklama veya yarı bilinç kaybı durumunda olan hasta yapılan işlemin içeriğini hatırlamaz, ağrı algısı azalır, istenmeyen ağız içi ile ilgili refleksler önlenir. Tedavi sonrasında dişçi korkusunu yok eder ve hastanın sonraki seanslarda diş tedavisine gelmesini kolaylaştırır.
Damar yolundan, ağızdan, makattan uygulanabilen ilaçlar ile bazen sedatif etkili anestezi gazı koklatılarak yapılabilmektedir. Genel anestezi risklerini taşımaz, işlem sonrası kendine gelme çabuk ve rahat olur.
Diş hekimi veya iğne korkusu olan, mide bulantısı, kusma, öğürme refleksi nedeniyle diş tedavilerini yaptıramayan çocuk, yetişkin, engelli her tür hasta grubuna rahatlıkla uygulanabilir son derece güvenli bir anestezi yöntemidir.
Genel anestezi ameliyathane ortamında ve anestezi doktoru kontrolünde hastanın, verilen ilaçlar etkisiyle işlem süresince tamamen uyutulması ve anestezi cihazına bağlanmasıdır. Hastaya burundan ya da ağızdan solunum tüpü takılarak anestezi cihazına bağlanır. Cihaz belirli bir karışımda oksijen ve narkoz gazını hastaya işlem bitene kadar solutur. İşlem boyunca hastanın tüm yaşamsal fonksiyonları anlık olarak takip edilir. Genel anestezide tam bir bilinç kaybı oluşur, derin uyku halindeki hasta hiçbir şey görmez ve duymaz, ağrı duyusu tamamen ortadan kaldırılır. İşlem sonunda hasta uygun yöntemlerle uyandırılır.
İletişim güçlüğü olan zihinsel engelli bireyler, lokal anestezi ve sedasyonun yetersiz kalacağı uzun işlem süresi gerektiren cerrahi girişimlerde genel anestezi uygulanmaktadır.
Genel anestezi işlem öncesinde hazırlık gerektirir. Anestezi doktoru tarafından muayene edilen hastada durumuna göre ekg, akciğer röntgeni, kan tahlilleri gibi gerekli tetkikler istenebilir. İşlem öncesinde yetişkin ve çocuk hastalarda belirli bir süre açlık ve susuzluk gerekmektedir.
Sedasyon ve genel anestezi uygulamaları esnasında ilaçlara bağlı yan etkiler, alerjik reaksiyonlar, hava yolu ile ilgili güçlük ve travmalar görülebilir. Bu istenmeyen etkiler deneyimli bir uzman ekip kontrolünde hızla ve kolayca ortadan kaldırılabilir. Günümüzde uygun şartlarda yapıldığında anestezi ile ilgili komplikasyonlara oldukça az rastlanmaktadır.
